Tarifi imkânsız hisler içinde
Seviniyor, coşuyorum şu anda
Turan görünüyor sisler içinde
Yollarına düşüyorum şu anda
Niyet ettim daha yola girmeden
Geçilir mi Nahçivan’ı görmeden
Nahçivan’da bir çay içip durmadan
Bakü’deyim şaşıyorum şu anda
Bakü’de düğümü çözer gibiyim
Sanki İstanbul’da gezer gibiyim
Bakü’yü okşayan Hazar gibiyim
Kabarıyor, şişiyorum şu anda
Can Azerbaycan’da kabaran yürek
Durmaz artık yolcu yolunda gerek
Ver elini Türkmenistan diyerek
Askabat’ı aşıyorum şu anda
Aşkabat’tan çıkıp Taşkent yoluna
Semerkant, Buhara, Özbek eline
Amu-Derya olup Aral gölüne
Dolup, dolup taşıyorum şu anda
Ben tasarken Tacikistan susuyor
Biskek’e varmasam Kırgız küsüyor
Tanrı Dağları’ndan rüzgar esiyor
Tatlı tatlı üşüyorum şu anda
Üşüsem de gidiyorum öteye
Kazakistan yani Alma-Ata’ya
Mazideki gibi binip bir tay’a
Yesi’deyim koşuyorum şu anda
Çünkü Yesi bir mübarek kucaktır
Ana kucağından daha sıcaktır
Ahmet Yesevi’ye ait ocaktır
O Ocakta pişiyorum şu anda
Horasan’ın erleri de pişmişler
Anadolu Rumeli’ye düşmüşler
Onlar bir ışık, bir güneşmişler
Nurlarında ışıyorum şu anda
Nurlarında ışıyorken iste tam
Gam bürüyor yüreğimi yine gam
Doğu Türkistan’ım, Bati Trakya’m
Yaranızı deşiyorum şu anda
Mezar eşmek korkutmuyor beni pek
Ne mezarlar eştim bugünlere dek
Kırım’a, Musul’a, Kerkük’e tek tek
Ay Yıldızı döşüyorum şu anda
Ay Yıldız, örtüsü Kızıl Elma’nın
Arif doruğunda murat almanın
Ülkücü olmanın Bozkurt olmanın
Gururunu yaşıyorum şu andas
OZAN ARİF